17 Haziran 2023 Cumartesi

Pattaya bisiklet günlükleri

  Bangkok'dan yola çıktığımın ikinci günü Pattaya'ya vardım. İlk iki gün önceden rezervasyon yaptığım Shumalee Hotel'e yerleştim, fena bir otel değil ancak odada bir pencere vardı ama hemen 20 santim uzağında bir başka binanın duvarı vardı. Odayı değiştirmek istedim ama bütün odalar benzer dediler, ben de nasılsa fazla kalmayacağım diyerek üstelemedim. Otele yerleştikten bir süre sonra kendimi dışarı attım. Daha önce de bir iş için (Turistik değil) Tayland'a gelmiştim ama Pattaya'ya uğramamıştım, ancak hakkında çok şeyler okuduğum bir şehir Pattaya. Her şeyden önce eğlencenin ve sexin alabildiğine yaşandığı bir şehir. Öyle ki sokaklarda son beş harfi "iagra" ile biten ilaçları satan sokak satıcıları bir hayli fazla, özellikle yaşı biraz geçkince olan kişileri gördüklerinde ilaçları hemen uzatıyorlar. Zaten Pattaya yaşı hayli geçkince bazı amcaların "Ulan giderayak son bir fantezi daha yaşayayım bari" diye son derece ulvî düşüncelerle geldikleri bir şehir. Her yerde bu amcaları görebilmek mümkün, kimisi de orta yaşlı kadınlarla el ele tutuşup birbirlerine deli gibi aşık bir çift modunda gezmeyi seviyordu. Tabii ki sex konusunda bir numaralı mekan "Walking Street", gündüzleri herhangi bir caddeden farkı olmayan Walking Street akşam altıdan sonra trafiğe kapatılıyor ve gece hayatı yavaş yavaş başlıyor. Benim gece hayatım hiç olmadı, erkenden yatarım ama bir gece merak edip yetmişlik brendi bitirdikten sonra Walking Street'e çıktım, her yer davetkar genç kadınlarla dolu, herkes sizi bir yerlere çekmeye çalşıyor, ellerinde restoran menüsü gibi fotoğraflarla dolu menüleri gösteriyorlar. Bir tanesi yapışkan bir şekilde benimle birlikte bir kaç dakika yürüyerek iki kadının por.ografik fotoğraflarını gösterdi. Demek ki öyle showlar vardı davet ettiği yerde. Walking Street çok uzun bir alan değil, yol boş olsa on dakikada bir uçtan bir uca yürünür ama tabii gece o kalabalıkta yürüyebilmek mümkün değil. Walking Street'in sonuna kadar gidip geri döndükten sonra sahil boyunca yürümeye devam ettim, sahilde de yollara dizilmiş genç kadınlar müşteri bekliyorlar, her şey o kadar aleni ve normal ki Türkiye'de yaşayan birinin görmeden anlayabilmesi pek mümkün değil.

 Walking Street

 Deniz kenarına kurulmuş olan Pattaya'da "Big Buddha Temple" görülmesi gereken yerlerin başında gelir. Şehir merkezine yakın, ben yürüyerek gittim ve döndüm.


Pattaya Big Buddha Temple

 Her yerde barlar var, barların bazılarında Amerikan Bilardo var, tursitlerle Taylandlı kadınlar oynuyorlar, sanıyorum bu da bir tür müşteri avlama taktiğidir.

 Prasat Satchatham yakın dönemde inşa edilmiş, internette yazılanlardan anladığım kadarı ile bir şekilde inşaatı devam eden bir tapınak, hakikat tapınağı olarak geçiyor, merkeze yakın yürüyerek gidip dönülebilir, Mini Siam ise bizim Miniatürk'ün Tayland versiyonu, Mini Siam da hakikat tapınağına yakın.

 Float Market ise merkezden biraz uzak, uzun mesafe yürümeyi sevenler yürüyerek de gidebilirler ama çoğu insan yürüyerek gidemez. Ben gittiğimde önü çok kalabalıktı, tur otobüsleri turistleri getirmişlerdi ve içeri girebilmek için uzun bir kuyruk vardı, o yüzden ben girmedim. İçeri giriş parayla. Pazara girip paranla alışveriş yapmak için ayrıca para ödemek pek mantıklı gelmedi bana.

 Bunun haricinde irili ufaklı bir çok tapınak ve benzeri mekan var Pattaya'da, hepsi birbirinin benzeri, bir tanesini gördüğünüzde hepsini görmüş gibi oluyorsunuz zaten. Tıpkı Kapadokya'daki yeraltı şehirleri gibi, önemli ve güzel olan bir tanesini gördünüz mü diğerlerini görmenize gerek yok.
Tüm Tayland'da olduğu gibi Pattaya'da da sokakta yiyecek satanlar çok fazla var. Akrep kızartma ve Timsah çevirme bile var, ben sokak satıcılarından bir kaç defa yedim ama Tayland yemekleri değil, bir keresinde deniz ürünleri satan ve temiz olduğunu gördüğüm bir satıcıdan beş tane iri karides aldım, önceden pişilmiş karidesleri mangalda iyice ısıttı ve bana verdi. Bir başkası da yine tavuk kızartma yapan bir satıcıydı. Timsah çevirme ve Akrep kızartmayı ""Central Pattaya" adlı alışverim merkezinin tam önünde gördüm, sıcaktan bunaldıkça içeri girip serinlediğim Central Pattaya'nın beşinci katında "A La Turka" addında bir Türk lokantası var, sahibi Türk, usta da kendisiymiş, içeride bir mercimek çorbası içtim, Türkiye'de yediğimiz mercimekten bir farkı yoktu.












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Filipinlerde ATM den para çekmek

  Kamboçya'dan Filipinler'e uçakla geçtim, Manila havaalanında indikten sonra bir ATM den kredi kartım ile para çekmeye çalıştım, ad...